7 Temmuz 2015 Salı

Yeni Galatasaray'lı Lukas Podolski'nin Tüm Kariyeri


Avrupa'da liglerin bitmesiyle birlikte Türk takımları için transfer çalışmaları çok çabuk ivme kazanmaya başladı. Rakiplerine göre transferde daha sessiz ilerleyen son şampiyon Galatasaray ise önümüzdeki sezonda Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olacak bir kadro kurmayı hedeflerken yeni başkan Dursun Özbek'in taraftarlara verdiği iddia edilen "yıldız oyuncu transferi" sözünü yerine getirmekte gecikmesi kamu oyunda ve taraftarlar arasında soru işaretlerinin oluşmasına yol açmıştı. Bu konuda oluşan sıkıntıyı gidermek isteyen başkan Dursun Özbek çalışmalara hız verirken çok geçmeden Sarı-Kırmızılı taraftarların uzun süredir beklediği haber Almanya'dan geldi ve o yıldız ismin Lukas Podolski olduğu ortaya çıktı. 
Almanya'nın yüksek tirajlı gazetelerinden Bild, Sarı Kırmızılıların hem 30 yaşındaki oyuncu hem de kulübü Arsenal ile her konuda anlaştığını ve Galatasaray'ın Lukas Podolski ile 3 yıllık sözleşme imzaladığını duyurdu. Habere göre Galatasaray, Alman golcü için Arsenal'e 4 milyon euro bonservis bedeli ödeyecek.

Oyuncunun menajeri Nassim Touihri ise Bild'e yaptığı açıklamada, "Wenger ile çok iyi diyaloğumuz vardı. Lukas'ın kalmasını oda istiyordu. Ama Lukas ilk 11 garantisi istiyordu ve Wenger ise bu garantiyi veremiyordu, oturup konuştuk ve anlaştık" dedi.

Yine Nassim Touihri Galatasaray için, "Podolski Euro 2016'ya gitmeyi çok istiyor ve Galatasaray da Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak. Bu Podolski'nin Euro 2016'ya gitmesi için çok önemliydi. Galatasaray 3. defa Podolski'yi istedi ve bu transferde çok istekli davrandılar. Lukas'ta gösterdikleri bu ilgi ve güvenden  dolayı Galatasaray tercihini yaptı. Zaten şu anda Türkiye'de ailesiyle birlikte tatilini yapıyor." ifadelerini kullandı.

Türkiye'de ailesiyle birlikte tatil yapan Lukas Podolski'nin Almanya'da çevresinde birçok Türk arkadaşı bulunuyor ve bazı Türkçe kelimelere de aşina, buda oyuncunun Türkiye'ye uyum sağlamakta zorluk çekmeyeceğini gösteriyor diyebiliriz.

Son 1.5 yılı çokta istediği gibi geçmese de oldukça başarılı bir kariyeri olan Lukas Podolski'nin kısa bir özgeçmişi:

Kulüp takımları kariyeri:
1. FC Köln:
Aslen Polonya asıllı olan Podolski futbola 1991 yılında Jugend 07 Bergheim takımının altyapısında başladı. 1995'te ise Köln'ün U-15 takımına geçti. 2003'te Borussia Dortmund II ile oynanan maçta, üçüncü ligde mücadele eden Köln II formasını ilk kez giydi. Sonraki sezon U-19 takımında gösterdiği başarılı performans ile 18 yaşında A takıma yükseldi. 22 Kasım 2003'te Hamburg ile oynanan Bundesliga maçında teknik direktör Marcel Koller tarafından sahaya ilk 11'de sürüldü. Bu maç Podolski'nin ilk Bundesliga maçıydı. Aynı yıl Hansa Rostock ile 1-1 berabere kaldıkları maçta ilk golünü kaydetti. İlk sezonunda 19 maçta 10 gol atarak, hem takımının en golcü ismi oldu hem de Bundesliga tarihinin en başarılı 18 yaş altı futbolcu performansını göstererek dikkatleri üzerine çekti. Ancak takımı Köln, o yıl lig sonuncusu olarak küme düştü.

2004-2005 sezonunda Köln küme düşmesine rağmen takımından ayrılmayan Podolski Bundesliga 2 de çok başarılı bir performans gösterdi. 30 maçta 24 gol atıp, 11 asist yaptı. Böylece en yakın rakiplerinden 7 gol fazla atarak Bundesliga 2 nin gol kralı olmayı başardı. Sezon sonunda takımı Köln, Bundesliga 2 şampiyonu olarak tekrardan Bundesliga'ya döndü.
Bundesliga'daki ikinci sezonunda da oldukça başarılı bir performans gösteren Podolski, 12 gol kaydetti. Üçüncü sezonunda da yine Köln le devam eden Podolski takımının en golcü ismiydi. Ancak bu başarılı performansına rağmen takımı Köln sene sonunda bir kez daha küme düştü.

FC Bayern Münih:
Takımı küme düşmesine rağmen gösterdiği performansla büyük takımların ilgisini çeken Podolski 2006'da yaklaşık 10 milyon Euro'ya, Bundesliga'nın en zengin takımı olan Bayern Münih'le 4 yıllık anlaşma imzaladı. Ancak kadrosu oldukça geniş olan Bayern Münih'te oyuna genel olarak sonradan dahil olan oyuncu rolündeydi. 
Bu performansına da yansıdı ve ilk sezonunda 22 maçta sadece 4 gol atabildi. O sezon kariyerinde ilk kez Avrupa maçına da çıkan Podolski, UEFA Şampiyonlar Ligi gruplarında Inter ile oynanan maçta kariyerindeki ilk Avrupa golünü attı.
2006-2007 sezonunda 5 gol atan futbolcu, B.Münih ile lig ve Almanya Kupası şampiyonluğu yaşadı. Ayrıca ilk kez UEFA Kupası'nda forma giyen Podolski, 5 gol kaydettiği bu turnuvada yarı final gördü. Sonraki sezon ise takımı Bayern lig ikincisi ve UEFA Şampiyonlar Ligi çeyrek finalisti olurken, Podolski yine ilk 11 oyuncularından biri olmayı başaramadı.

Tekrar Köln'e dönüş:
Bayern Münih kariyeri çokta istediği gibi gitmeyen Podolski 2009-10 sezonu öncesinde yine 10 milyon euro'luk bir anlaşma ile eski kulübü Köln'e geri döndü. Köln'deki ikinci dönemine kupada attığı gol ile başlasa da lig performansı hayal kırıklığı oldu ve sadece 2 gol atabildi. Ancak sonraki sezon eski günlerine geri döndü ve 13 gol 8 asistlik bir performans gösterirken, aynı zamanda takım kaptanlığına getirildi. Sonraki sezon performansını daha da arttırarak 18 gole yükseltti. Ancak takımının performansı kendisi kadar başarılı değildi ve son hafta Köln, bir kez daha Bundesliga'dan düşen takımlardan biri oldu.

Arsenal FC:
Takımı Köln küme düşmesine rağmen kendini kanıtlayan Podolski 2012-2013 sezonu öncesinde Almanya'dan ilk kez ayrılarak Premier Lig ekiplerinden Arsenal'e transfer oldu. Premier Lig'in ilk haftasında sahaya ilk 11'de çıkan futbolcu, kısa sürede Premier Lig e uyum sağlayarak sezon boyunca Arsenal'in önemli oyuncularından biri olmayı başardı ve ilk sezonunu 11 gol 10 asist ile kapattı. Yine takımı ile UEFA Şampiyonlar Ligi'nde de 4 gol atmayı başardı. Sonraki sezonun başlarında ise geçirdiği sakatlık nedeniyle sezonun ilk yarısında forma şansı bulamadı ve Şampiyonlar Ligi gruplarında da forma giyemedi. Geçirdiği bu sakatlık sonrası formasını geri almayı başaran Podolski, FA Cup finali gördü.

İnter:
Podolski, 2014-2015 sezonu kış transfer döneminde yarım sezonluğuna İnter'e kiralandı ancak orada çokta başarılı olamadı.
Podolski bir açıklamasında İnter'e gitmesinin hata olduğunu ve futbol stili olarak kendisine çokta uymayan bir lige gittiğini belirtmişti.

Milli takım kariyeri:

Podolski, Polonya'da doğduğu ve Polonya kökenli olduğu için Polonya Millî Futbol Takımı'nda da forma giyebilecekken, Almanya Millî Futbol Takımı'nı tercih etti. 2006 FIFA Dünya Kupası'nda kadroda yer alan futbolcu 2.turda İsveç karşısında attığı 2 golle takımının çeyrek finale çıkmasında büyük pay sahibi oldu. Almanya'nın Galler'in yaptığı ve Almanya'nın 2-0 yendiği maçta Podolski'nin takım kaptanı Ballack'a attığı tokat birkaç gün gündemden düşmedi. Podolski özellikle Löw göreve geldikten sonra takımındaki performansı ne olursa olsun Löw'ün vazgeçilmezlerinden biri olmayı başardı.
EURO 2004:
O zamanki teknik direktör Rudi Völler tarafından 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası kadrosuna dahil edilen son futbolcu oldu. Macaristan ile oynanan hazırlık maçında  ilk kez Almanya forması giydi. Turnuvada Çek Cumhuriyeti ile oynanan son grup maçında ikinci yarı oyuna dahil edildi. Ancak Almanya maçı 2-1 kaybedince sürpriz bir şekilde grup üçüncüsü olarak turnuvaya erken veda etti.

2005 FIFA Konfederasyonlar Kupası:
Bu başarısızlık sonrası Jürgen Klinsmann ile yeniden yapılandırılan Almanya futbolunun önemli isimlerinden biri oldu. Aralık ayında Asya turnesi yapan milli takım kadrosuna alındı. İlk milli gollerini 2005'te Tayland'ı 5-1 yendikleri maçta kaydetti. İkinci büyük turnuvası 2005 FIFA Konfederasyonlar Kupası oldu. İlk iki grup maçında sahaya ilk 11'de çıkıp, Avustralya'ya bir gol attı. Almanya, grubu birinci tamamladı. Yarı finalde Brezilya'ya 3-2 yenildikleri maçta da golü vardı. Son olarak da üçüncülük maçında Meksika'ya bir gol attı. Almanya, turnuvayı üçüncü olarak tamamladı.

2006 FIFA Dünya Kupası:
Almanya'da düzenlenen 2006 FIFA Dünya Kupası, kariyerinin ilk Dünya Kupası oldu. 3 grup maçında da sahaya ilk 11'de çıkan futbolcu, Ekvator'a bir gol attı. Son 16'ya kalan Almanya'nın rakibi İsveç oldu. Almanya maçı 2-0 kazanırken, galibiyeti getiren goller Podolski'den gelmişti. Çeyrek finalde rakipleri Arjantin oldu. Podolski, normal sürede gol bulamasa da penaltılara giden maçta penaltısını gole çevirdi. Almanya, rakibini penaltılarla geçmeyi başardı. Ancak yarı finalde İtalya'ya uzatmalarda elendiler ve Portekiz'i üçüncülük maçında yenerek Dünya üçüncüsü oldular. Podolski, bu maçlarda gol atamasa da sahaya yine ilk 11'de çıktı. Turnuva sonunda, ilk kez verilen FIFA Dünya Kupası En İyi Genç Futbolcu ödülününde sahibi oldu.

EURO 2008:
2008 Avrupa Futbol Şampiyonası elemeleri, katıldığı ilk turnuva elemeleriydi. Burada çok iyi bir performans gösterdi. İrlanda'yı 1-0 yendikleri ilk eleme maçında, gol Podolski'den geliyordu. İkinci eleme maçında ise tarihi bir farkla San Marino'yu 13-0 ile geçtiler ve Podolski'nin bu 13 golün 4 ünde imzası vardı. Üçüncü eleme maçında Slovakya'ya karşı 4-1 kazandıkları maçta yine 2 gol attı. Geri kalan 9 eleme maçının altısında forma giyen futbolcu, Güney Kıbrıs'ı 4-0 yendikleri maça da 1 gol 2 asist ile damgasını vurdu ve böylece eleme grubunun en golcü ismi oldu. Almanya, Çek Cumhuriyeti'nin ardından 2. olup, turnuvaya katılma şansı yakaladı. Joachim Löw tarafından 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası kadrosuna da dahil edildi. İlk maçta Polonya'ya karşı 2-0 kazanırlarken, iki golü de Podolski attı ve maçın adamı seçildi. Sonraki maçta Hırvatistan'a karşı 2-1 kaybettiler ve gol yine Podolski'den geldi. Almanya, grup 2. si olarak çeyrek finale çıktı ve Yarı finalde rakipleri turnuvanın sürprizi Türkiye'ydi ve Podolski bu maçta da yine ilk golün asistini yaptı. Finalde İspanya ile oynadılar. Podolski, sahada 90 dakika kaldı ancak maçı 1-0 ile İspanya kazandı. Almanya, Avrupa ikincisi olurken, Podolski attığı 3 golle gol krallığında 2. olurken, turnuvanın da en iyi 23 oyuncusu arasında gösterildi.

2010 FIFA Dünya Kupası:
2010 Dünya Kupası eleme maçlarında 9 maçta forma giydi. Attığı 6 golle, Miroslav Klose'den sonra eleme grubunun en golcü ismiydi. İlk eleme maçı olan Lihtenştayn maçında attığı golle milli takım kariyerinde 30 gole ulaştı ve Almanya tarihinde bu başarıya ulaşan en genç futbolcu oldu. 2009'da Galler'i 2-0 yendikleri eleme maçının 67. dakikasında Michael Ballack ile tartışan futbolcu, Ballack'a tokat attı. Almanya Futbol Federasyonu ya da FIFA'dan herhangi bir ceza almayan futbolcu, buna rağmen gönüllü olarak Almanya Futbol Federasyonu'nun Fair Play projesine 5000 €'luk bağış yaptı. Almanya, beklendiği gibi grup birincisi olarak turnuvaya katılırken Podolski yine kadroya dahil edildi. Avustralya'yı 4-0 yendikleri ilk grup maçında bir gol bir de asist yapan futbolcu, maçın adamı seçildi. Ancak Sırbistan'a 1-0 yenildikleri ikinci grup maçında, bir penaltı kaçırdı. Bu da Almanya'nın 1982'den sonra Dünya Kupaları'nda kaçırdığı ilk penaltı oldu. Son 16'da İngiltere'yi 4-1 yendikleri maçta Podolski bir gol attı. Çeyrek finalde ise Arjantin'i 4-0 yendikleri maçta, Podolski ikinci golün asistini yaptı. Yarı finalde ise bir önceki turnuvada olduğu gibi İspanya'ya 1-0 yenilerek elenirlerken Podolski 90 dakika forma giydi. Almanya, turnuva sonunda bir kez daha Dünya üçüncüsü oldu.

EURO 2012:
2012 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde 9 maçta 3 gol kaydetti. 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası kadrosuna da dahil edilen futbolcu, 3 grup maçına da ilk 11'de çıktı. Danimarka'yı 2-1 yendikleri maçta ilk golü atan futbolcu, aynı zamanda maçın adamı seçildi. Bu maç ayrıca Podolski'nin 100. milli maçı oldu. Yine Podolski bu maçla Almanya ve Avrupa'da bir milli takımda 100 maçta forma giyen en genç futbolcu oldu. Bu rekoru daha sonra Sergio Ramos tarafından kırıldı. Çeyrek finalde oynamayıp dinlendirilen futbolcu, yarı finalde İtalya ile oynanan maçta sahaya ilk 11'de çıktı. İlk 45 dakika forma giydiği maçı 2-1 kaybeden ülkesi Almanya böylece finale çıkamadı.

2014 FIFA Dünya Kupası:
Podolski, 2014 Dünya Kupası elemelerinde eskisi gibi forma şansı bulamadı. Sadece ilk 5 maçta forma giyen futbolcu gol atamadı. Almanya beklendiği gibi grup birincisi olarak Dünya Kupası'na katılmaya hak kazandı. Elemeler sırasında Ekvador ile oynanan hazırlık maçının henüz  9. saniyesinde gol atan futbolcu, böylece Alman Milli Takım tarihinin en hızlı golcüsü unvanının da sahibi olmayı başardı.

Mevkisi:

Sol ayağı oldukça kuvvetli olan Podolski, son yıllarda daha çok sol kanatta görev yaptı ancak santrafor olarak da oynayabiliyor. Hatta futbola ilk başladığı yıllarda Köln'de santrafor arkası olarak oynamışlığı da var. Yani Podolski taktiksel olarak hücumda oldukça değişik bölgelerde kullanılabilecek tam bir joker oyuncu diyebiliriz.

Bu Yazı Futbolakademi.net için yazılmıştır.  

http://www.futbolakademi.net/2015/07/enine-boyuna-podolski-kariyeri.html

25 Haziran 2015 Perşembe

Bundesliga 2015 Golcüleri Analizi



Bundesliga'da bu sezon yer alan 18 takımdaki futbolcular içerisinde gol krallığı yarışını E.Frankfurt'lu A.Meier attığı 19 golle sürpriz bir şekilde önde bitirdi. Biz de sizlere bu 18 takımdaki en golcü isimlerin gösterdikleri performans ve istatistikleri hakkında bir değerlendirme yaptık:


Bayern Münih
;

Robert Lewandowski, Arjen Robben: Yaş: 26 - Polonyalı, Yaş: 31 -  Hollandalı

Ligde 31 maçta sahada yer aldı 17 gol attı, Ligde 21 maçta sahada yer aldı 17 gol attı.
Lewandowski bu yıl attığı 17 golle beklendiği gibi takımının en golcü isimlerinden biri olmayı başardı ancak bu performansına rağmen gol krallığında E.Frankfurt'lu A.Meier’in gerisinde kalmaktan kurtulamadı.

Lewandowski ile aynı gol sayısına ulaşan takım arkadaşı Robben ise sezon içinde yaşadığı sakatlıklar sebebiyle sadece 21 maçta sahada yer almasına rağmen attığı 17 golle Lewandowski ile aynı gol sayısına ulaşmayı başardı. Buradan şu sonuca varılabilir eğer sakatlığı olmasaydı belki de gol krallığında ilk sıradaki isim Robben olacaktı.

Wolfsburg;

Bas Dost: Yaş: 26 - Hollandalı

Ligde 21 maçta sahada yer aldı 16 gol attı

Wolfsburg'a geldiğinden beri en başarılı sezonunu geçiren ve takımının en golcü ismi olmayı başaran 1.92'lik Hollanda'lı golcü, özellikle ligin ilk yarısında üst üste attığı gollerle tüm dikkatleri üzerine çekip, kariyerinde ilk kez Hollanda Milli Takımı'na çağrılmayı da başardı.


Borussia M'Gladbach;

Raffael
: Yaş: 30
 - Brezilyalı

Ligde 31 maçta sahada yer aldı 12 gol attı.
 
Takımı M'gladbach tarihinin en başarılı sezonlarından birini geçirerek, bir çok kulübe göre mutevazi olan kadrosuyla sürpriz bir şekilde Şampiyonlar Ligi vizesi alırken, 30 yaşındaki Brezilya'lı golcü Raffael'de attığı 12 golle bu başarıdaki en önemli pay sahiplerin biri olurken, kariyerinin de en başarılı sezonunu geçirdi desek yanlış olmaz.


Bayer Leverkusen
;

Karim Bellarabi: Yaş: 25 - Alman

Ligde 33 maçta sahada yer aldı 11 gol attı.
 
Leverkusen ligi 4. sırada bitirirken daha çok hücum futbolu ağırlıklı maçlar oynadı ve Bellarabi'de attığı 11 golle hücum futbolunu seven takımının en golcü ismi olmayı başararak, kariyerinin en başarılı sezonlarından birini geçirdi ve bu başarısıyla kariyerinde ilk kez Alman Milli Takımı'na da çağrılmayı başardı.


Augsburg;

Raúl Bobadilla: Yaş: 28 - Paraguaylı

Ligde 32 maçta sahada yer aldı 10 gol attı.

Augsburg bu yıl mutevazi kadrosuyla beklentilerin çok üzerinde bir başarı yakalayarak sürpriz bir şekilde Uefa Avrupa Ligi vizesi alırken, Arjantin asıllı Paraguay'lı golcüsü Bobadilla attığı 10 golle bu başarıdaki en önemli pay sahiplerinden biri olmayı başardı.


Schalke 04;

Eric Maxim Choupo-Moting, Klaas-Jan Huntelaar: Yaş: 26 – Kamerunlu, Yaş: 31 Hollandalı

Ligde 31 maçta sahada yer aldı 9 gol attı, Ligde 28 maçta sahada yer aldı 9 gol attı.

Schalke bu yıl beklentilerin oldukça altında kalarak sezon sonunda zar zor Uefa Avrupa Ligi vizesi alabilirken, Kamerun'lu forvet Choupo-Moting attığı 9 golle takımının en golcü isimlerinden biri olmayı başardı ve kendi açısından başarılı bir sezon geçirdi.
 
Sezon başı hücumda Choupo-Moting’e göre daha fazla beklenti olan takım arkadaşı Huntelaar’da ancak 9 gol atarak, Choupo-Moting’le eşit sayıda gol atabildi ve takımı gibi oda pekte başarılı bir sezon geçirmedi diyebiliriz.


Borussia Dortmund
;

Pierre-Emerick Aubameyang: Yaş: 26
 - Gabonlu

Ligde 33 maçta sahada yer aldı 16 gol attı.

B.Dortmund bu yıl beklentileri karşılayamayarak gösterdiği performansla hayal kırıklığı yaratırken, Gabon'lu golcüsü Aubemeyang attığı 16 golle takımının tersine oldukça başarılı bir sezon geçirdi ve bir ara düşme potasına kadar inen takımının hücumdaki en önemli ismi olmayı başararak, attığı gollerle takımının ligi biraz olsun rahat bir yerde bitirmesinde baş rolde ki isimlerden biri olmayı başardı.


Hoffenheim;

Kevin VollandYaş: 22 - Alman

Ligde 32 maçta sahada yer aldı 8 gol attı.

Hoffenheim bu yıl ligin en golcü ve hücum futbolunu seven takımlarından biri olarak göze batarken, 22 yaşındaki Alman golcüsü Volland 8 golle takımının en golcü ismi olmayı başardı.


Eintracht Frankfurt;

Alexander MeierYaş: 32 - Alman

Ligde 26 maçta sahada yer aldı 19 gol attı.

2005’ten beri E.Frankfurt kadrosunda yer alan 32 yaşındaki 1.96 lık Alman forvet A.Meier sürpriz bir şekilde attığı 19 golle bir çok yıldız ismin önünde Bundesliga nın bu yıl ki gol kralı olmayı başararak kariyerinin en başarılı sezonunu geçirdi.
A.Meier özellikle ligin ilk yarısındaki performansıyla takımının bu yıl rahat bir sezon geçirmesinde baş aktör olmayı başardı.
Bu başarısıyla sezon sonunda birçok kulüple ismi geçmesine rağmen A.Meier şimdilik 2005’ten beri kadrosunda yer aldığı kulübü E.Frankfurt’ta kalmayı tercih etti.


Werder Bremen;

Franco Di Santo: Yaş: 26 - Arjantinli

Ligde 26 maçta sahada yer aldı 13 gol attı.

Premier lig de yaşadığı Chelsea ve Wigan tecrübelerinden sonra geldiği Bundesliga'ya çabuk uyum sağlayan Di Santo, bu yıl geçtiğimiz yıllara göre oldukça iyi bir sezon geçiren takımı W.Bremen'in en golcü ismi olmayı başararak, takımıyla paralel oldukça başarılı bir sezon geçirdi.


Mainz 05;

Shinji Okazaki
: Yaş: 29 - Japon

Ligde 32 maçta sahada yer aldı 12 gol attı.

Takımı Mainz bu yıl ligi orta sıralarda bitirirken, Japon milli golcü Okazaki attığı 12 golle kariyerinin en başarılı sezonlarından birini geçirerek dikkatleri üzerine çekmeyi başardı
.


Fc Köln;

Anthony Ujah: Yaş: 24 - Nijeryalı

Ligde 32 maçta sahada yer aldı 10 gol attı.

Takımı Köln'le birlikte bu yıl Bundesliga'ya yükselmeyi başaran Nijerya'lı forvet, Bundesliga'daki ilk yılında özellikle gol yollarında zorlanan Köln için attığı 10 golle kritik puanlar kazanılmasında önemli rol oynayarak, takımının ilk yılında ligde kalmasındaki baş aktörlerden biri olmayı başardı.
Bu başarılı performansı sonrası büyük kulüplerin dikkatini çekmeyi başaran Ujah, sezon sonunda W.Bremen'e transfer olarak bu başarılı performansının karşılığını da almış oldu.


Hannover 96;

Lars Stindl: Yaş: 26
 - Alman

Ligde 21 maçta sahada yer aldı 10 gol attı.

Bu yıl özellikle 2. yarı ile birlikte Joselu gibi golcülerin suskun kalması sonucu puan almakta zorlanan ve neredeyse ligden düşmek üzere olan Hannover için Stindl, attığı kritik gollerle takımının ligde kalmasında oldukça önemli bir pay sahibiydi. Bu başarılı performansı sonrası büyük kulüplerin dikkatini çekmeyi başaran Stindl, sezon sonunda B.M.Gladbach'a transfer olarak bu başarılı performansının karşılığını da almış oldu.

Stuttgart;

Martin Harnik: Yaş: 28 - Avusturyalı

Ligde 28 maçta sahada yer aldı  9 gol attı

Stuttgart son yılların en kötü sezonunu geçirdi ve son haftalarda mucize şekilde kazanılan puanlar olmasa neredeyse ligden düşüyorlardı. Takımın Avusturyalı golcüsü Harnik ise bu zor dönemde attığı 9 golle  mucize puanların kazanılmasındaki baş aktörlerden biri olmayı başardı. Kötü bir sezon geçiren takımına rağmen Harnik, başarılı bir sezon geçirdi diyebiliriz.


Hertha Berlin;

Julian Schieber: Yaş: 26 - Alman sakat

Ligde 16 maçta sahada yer aldı 7 gol attı.

Hertha Berlin bu yıl özellikle ligin 2. yarısında kötü bir sezon geçirdi ve lig bitmese neredeyse düşme hattı sınırına kadar yaklaşmışlardı. Takımın bu kötü sezondaki en golcü ismi ise sürpriz bir şekilde sakatlığı nedeniyle sadece 16 maça çıkmasına rağmen attığı 7 golle Alman golcü Schieber oldu. Hatta oynadığı maç, attığı gol sayısına göre oranlarsak Schieber ilk sıralarda geliyor.


Hamburg;

Rafael Van der Vaart, Pierre-Michel Lasogga: Yaş: 32 - Hollandalı, Yaş: 23 - Alman

Ligde 24 maçta sahada yer aldı 4 gol attı, Ligde 26 maçta sahada yer aldı 4 gol attı.

Hamburg son yıllarda alışıldığı üzere yine kötü bir sezon geçirerek ancak play-out maçları sonucu ligde kalmayı başarırken, takımın deneyimli ismi Van der Vaart ve golcü Lasogga sadece 4 gol atmalarına rağmen takımın en golcü isimleri oldular. Buradan Hamburg'un bu kötü sezonda  özellikle hücumda ne kadar kötü bir performans gösterdiğini anlayabiliyoruz.
Van der Vaart’ta sezon sonunda takımdan ayrılarak La Liga’nın yeni takımlarından Real Betis’e transfer oldu.


Freiburg;

Nils PetersenYaş: 26 - Alman kış transferi

Ligde 
12 maçta sahada yer aldı 9 gol attı.

Freiburg gösterdiği tüm çabalara rağmen ligden düşerken, devre arasında W.Bremen’den kiralanan golcü Petersen, bu kısa zamanda oldukça başarılı bir performans göstererek 9 gol atmasına rağmen Freiburg’u ligde tutmayı başaramadı. Petersen yine oynadığı maç, attığı gol sayısına göre oranlarsak ilk sıralarda geliyor.


Paderborn;

Elias KachungaYaş: 23 - Alman

Ligde 32 maçta sahada yer aldı 6 gol attı.

Takımı Paderborn ligden düşerken Kachunga, özellikle ligin ilk yarısında attığı gollerle dikkat çekerken, takımının da en golcü ismi olmayı başardı. Ancak ligin 2. yarısında takımıyla birlikte performans düşüklüğü yaşayan Kachunga, gol yollarında ligin ilk yarısındaki performansına göre daha suskun kalınca, takımıyla birlikte küme düşmekten kurtulamadı.
Yine de attığı 6 golle dikkatleri çekmeyi başaran Kachunga, sezon sonunda büyük ihtimalle ligin yeni takımı İngolstadt’a transfer olacak.



Bu Yazı Futbolakademi.net ve Tr.Eurosport.com için yazılmıştır. 

http://www.futbolakademi.net/2015/06/bundesliga-2015-golculeri-2.html

http://tr.eurosport.com/futbol/almanya-ligi/2014-2015/analiz-bundesliga-2015-golculeri_sto4796128/story.shtml



11 Haziran 2015 Perşembe

Granada ve Pozzo ailesi takımları



Bugünlerde Udinese, Granada ve Watford kulüplerinin sahipleri olan İtalyan Pozzo ailesinden mutlusu yok. Çünkü önümüzdeki sezon Avrupa'nın en büyük liglerinden 3'ünde Pozzo ailesinin birer takımları mücadele edecek.

21 Mayıs 1941 Udine doğumlu olan Giampaolo Pozzo, İtalya’da önemli bir iş adamı. Yatırım yapmak için futbolu seçmeye karar verdiğinde ilk olarak doğduğu şehrin takımı Udinese'yi satın aldı. Küçük bir şehrin takımı olan ve çoğu zaman tribünlerini bile doldurmakta zorlanan Udinese'ye yaptığı yatırımlar sonucu bu küçük şehrin takımı uzun yıllardır Serie A’da mücadele etmeyi başarıyor.

Tabi zamanla Udinese'ye yaptığı yatırımların karşılığını da almayı başaran Pozzo, yıllar geçtikçe birçok oyuncuyu önemli paralara büyük takımlara satmayı başararak bu işi adeta ticarete döktü. Bunu yaparken de Udinese, kimi zaman üst sıralarda yer alıp hatta Avrupa kupalarında bile mücadele etmeyi başarırken, işin ticari yönüne ağırlık veren Pozzo'nun önemli oyuncularını satması dolayısıyla kimi zamanda düşme potasında yer aldı ama hep bir şekilde kurtulmayı başararak sürekli Serie A’da yerini aldı.

Yıllar geçtikçe futboldaki yatırımlarını genişletmek isteyen Pozzo, bu kez İtalya dışına çıkarak 2008’de İspanya'nın Endülüs bölgesinin önemli şehirlerinden Granada'nın takımı olan ve o zamanlar İspanya 3. ligi'nde mücadele eden Granada CF'nin hisselerinin büyük çoğunluğunu satın aldı. Pozzo ailesi satın aldıktan sonra kardeş kulüp olan Udinese'den genç oyuncu takviyeleri ile Granada, 2010'da tam 22 yıl sonra İspanya 2. ligi olan Liga Adalante'ye yükselmeyi başardı.

Tabi artık arkasına önemli bir gücü alan Granada, kadro kalitesiyle bu ligde de çok fazla kalmayıp daha ilk yılında ligi 5. sırada tamamlayarak Play-off oynamaya hak kazandı. Play-off maçları sonucu başarılı olan Granada, tam 35 yıl sonra ilk kez La Liga'ya çıkmayı başarırken son 2 yılda üst üste 2 lig yükselmeyi başararak dikkatleri üzerine çekti. Tabi Pozzo ailesi de yeni takımlarının gösterdikleri bu başarılarla büyük bir mutluluk yaşamış oldu.

Granada La Liga'ya çıktıktan sonra Udinese ile aralarında oyuncu sirkülasyonları artarak devam etti ve La Liga'da genelde ligde kalabilmek için mücadele ettiler. Granada bu konuda en büyük tehlikeyi ise bu yıl yaşadı.

Ligin son haftasına kadar sondan 2. sırada yer alan Granada, son hafta evinde aldığı ve her 2 takımında işine yarayan Atletico Madrid beraberliği ile ligde kalmayı başardı. Tabi sırf bu maç değil bu maçın öncesinde üst üste aldığı 3 galibiyet sonucu, son 4 haftada aldıkları toplam 10 puan sayesinde düşme hattından kurtulup, son hafta aynı puanda oldukları Deportivo ve Eibar ile aralarındaki 3'lü averaj sonucu ligde kalmayı başardılar. Granada'nın bu yılki kadrosuna baktığımızda yine Udinese'den kiralık birçok oyuncu göze çarparken en önemli oyuncusu olarak Fas'lı golcüsü El-Arabi'yi gösterebiliriz.

Udinese ve Granada'nın yanında Pozzo ailesinin diğer bir mutluluğu ise yıllardır ligde üst sıralarda yer almasına rağmen bir türlü İngiltere Premier Ligi'ne yükselmeyi başaramayan Ada'daki takımları Watford oldu. Bu yıl çok başarılı bir sezon geçirerek ligi 2. sırada tamamlayan Watford, 1982, 1999 ve 2006'dan sonra tarihinde dördüncü kez İngiltere Premier Lig biletini almayı başardı. Son olarak 2006-2007 sezonunda Premier Lig'de mücadele eden ve ünlü İngiliz müzisyen Elton John'un takımı olarak bilinen İngiltere'nin köklü kulüplerinden Watford, bu başarıyla 8 yıllık hasretine de son vermiş oldu.

Tabi artık bu işi ticarete döken Pozzo ailesi, Udinese'den sonra Granada ve Watford'u da alınca bu 3 takım arasında sürekli oyuncu sirkülasyonları devam etti. Bir yıl Udinese'de oynayan bir oyuncu ertesi yıl ya da devre arasında Granada ya da Watford'a geçebiliyorken, bu 3 takımı ve alt takımlarını düşünürsek Pozzo ailesinin elinde şuanda 100 e yakın oyuncu bulunuyor.

Genellikle işin ticaretini düşündükleri için genç ve umut vaat eden oyuncuları transfer eden Pozzo ailesi örneğin; son olarak 2 yıldır ülkemizde Ç.Rizespor’da oynayan ve ülkemizdeki U20 Avrupa Şampiyonası’nda oynadığı futbolla dikkatleri üzerine çeken Ali Adnan’ı Udinese’ye transfer ettiler ve bahsettiğimiz takımlar arası oyuncu geçişleri olayı sonucu Ali Adnan’da seneye Granada’da kiralık olarak forma giyecek.

Bakalım Pozzo ailesi hem bu işin ticaretini yaparken, hem de önümüzdeki yıl Avrupa'nın en büyük liglerinden 3'ünde yer alacak bu 3 kulübü bu liglerde başarılı olabilecek mi? Bunu hep birlikte göreceğiz.





Bu Yazı Futbolakademi.net için yazılmıştır.  

http://www.futbolakademi.net/2015/06/granada-ve-pozzo-ailesi-takimlari.html

26 Mayıs 2015 Salı

Bundesliga'daki Türk Oyuncular ve Milli takım tercihleri



Bundesliga'da bu sezon 11 takımda toplam 18 Türk futbolcu forma giydi. Bu Türk futbolculara önümüzdeki sezon takımı Darmstadt'la Bundesliga'ya yükselen Türk futbolcu Aytaç Sulu'da eklenirken, takımları Paderborn'un ligden düşmesiyle Süleyman Koç ve Mahir Sağlık önümüzdeki yıl Bundesliga'da yer alamayacak. Bizde bu 18 Türk futbolcunun bu sezon gösterdikleri performans ve milli takım tercihleri hakkında bir değerlendirme yaptık:


Bayer Leverkusen
;

Ömer Toprak
: Yaş: 25
Ligde 29, Avrupa'da 12 olmak üzere toplam 41 maçta sahada yer alırken ligde 1 gol attı.
 
Takımının vazgeçilmezleri arasına girmeyi başaran Ömer bu yıl ligde olsun Avrupa'da olsun sakatlıklar dışında genelde ilk 11 de yer aldı.
Ömer milli takım konusunda ise Gökhan Töre'yle yaşadığı olaydan ve aralarındaki sorundan dolayı şimdilik kadroya davet edilmiyor.
Hakan Çalhanoğlu: Yaş: 21
Ligde 33, Avrupa'da 14 olmak üzere toplam 47 maçta sahada yer alırken ligde 8, Avrupa'da 3 olmak üzere toplam 13 gol attı.
Hakan geçtiğimiz yıl özellikle artık ustası olduğu frikikten attığı gollerle ligde kalmasında büyük pay sahibi olduğu Hamburg'da olduğu gibi bu sezon başı transfer olduğu Leverkusen'de de aynı çizgisi ve başarısını devam ettirerek gerek Avrupa'da gerekse ligde takımının vazgeçilmezleri arasına girmeyi başardı. Hakan'ın ismi her transfer döneminde Avrupa'nın önde gelen takımlarıyla anılıyor.
Hakan milli takım konusunda ise Gökhan Töre'yle yaşadığı olayı ve aralarındaki sorunu Ömer'e göre daha çabuk çözmeyi başararak son maçlarda davet almayı başardı. Hakan Türk Milli Takımı'nın ileride çok şey beklediği isimlerden birisi.

Borussia Dortmund; 

Nuri Şahin
: Yaş: 26
Ligde 7 olmak üzere toplam 9 maçta sahada yer alırken ligde 1 gol attı.

Beklediği gibi geçmeyen Real Madrid ve kısa süreli Liverpool macerası sonrası yeniden yetiştiği ve yıldızının parladığı kulübü Dortmund'a geri dönen Nuri bu yıl yaşadığı sakatlıklar sonrası Bundesliga'da takımı için yeterince faydalı olamadı ve sadece 7 maçta forma giyerek hayal kırıklığı yaşattı. Nuri'nin performansı özellikle Real Madrid'e transferi sonrası şimdilik düşüşe geçmiş gözüküyor.
Milli takım konusunda ise yaşadığı sakatlıklar ve form düşüklüğü sebebiyle son zamanlarda davet alamadı.

İlkay Gündoğan: Yaş: 24
Ligde 23 olmak üzere toplam 32 maçta sahada yer alırken ligde 3 gol attı.

Yine İlkay'da 
Nuri'ye göre daha iyi olsa da yaşadığı sakatlıklar sonrası sadece 23 maçta forma giyebildi. Buna karşın İlkay'ın ismi sezon sonunda Manchester United ve Barcelona gibi büyük kulüplerle ciddi şekilde anılıyor. Hatta geçtiğimiz günlerde İspanyol basını İlkay'ın Barcelona için sağlık kontrolünden geçtiğini iddia etti.Milli takım konusunda ise zaman zaman çağrıldığı Alman milli takımında yaşadığı sakatlıklar ve oynadığı mevkideki oyuncu fazlalığı sebebiyle şimdilik fazla forma şansı bulamadı.


Augsburg; 

Halil Altıntop
: Yaş: 32
Ligde 31 olmak üzere toplam 32 maçta sahada yer alırken ligde 3 gol attı.

Trabzonspor'la Türkiye macerası beklediği gibi geçmeyen Halil sonrasında transfer olduğu Augsburg'da ise kendini kanıtlamayı ve takımın vazgeçilmezleri arasına girmeyi başardı. Aynı zamanda hem kendisi hem takımı adına çok başarılı geçen yılda Halil'in takımı Augsburg Uefa Avrupa Ligi'ne girmeyi başardı.

Milli takım konusunda ise Türk Milli Takımı'na zaman zaman davet edilse de Halil milli takımda kardeşi Hamit kadar kendini kanıtlayamadı.

Hannover 96;

Ceyhun Gülselam: Yaş: 27
Ligde 18 olmak üzere toplam 20 maçta sahada yer alırken ligde 1 gol attı.

Trabzonspor ve Galatasaray'la çok da başarılı geçmeyen Türkiye macerası sonrası sezon başında Tayfun Korkut'un isteğiyle Bundesliga takımlarından Hannover'e transfer olan Ceyhun genelde yedeklerde yer aldı ve sonradan oyuna girdi.
Milli takım konusunda şimdiye kadar Türkiye için oynayan Ceyhun Türkiye Milli Takımı için şu ana kadar 6 kez forma giydi.

Kenan Karaman: Yaş: 21
Ligde 11 maçta sahada yer aldı.
Geçtiğimiz yıl alt yapısından yetiştiği Hoffenheim'la bir kaç Bundesliga maçına çıktıktan sonra bu sezon başında Tayfun Korkut'un isteğiyle Hannover'e transfer olan Kenan, golcü olduğunuda dikkate alırsak kendisine verilen şansları şimdilik pek kullanamayarak henüz golle tanışamadı.
Milli takım konusunda şimdiye kadar Türkiye için oynayan ve zaman zaman davet edilen Kenan en son U21 milli takımı için davet almıştı.
Werder Bremen;

Levent Ayçiçek: Yaş: 21
Ligde 11 olmak üzere toplam 12 maçta sahada yer alırken ligde 1 gol attı.

W.Bremen'le olan sözleşmesini uzatan Levent, Bremen'in gelecekte kendisinden önemli şeyler beklediği isimlerden birisi. Levent bu yıl genelde yedeklerde yer alırken zaman zaman sonradan oyuna girerek tecrübe kazandı. Bu maçlarda Levent 1 de gol atmayı başardı.
Annesi Alman babası Türk olan Levent milli takım konusunda şimdiye kadar Almanya için oynadı. Levent'in Türk Milli Takımı için oynaması ise ancak Ömer Toprak'ta olduğu gibi Almanya için oynamaktan ümidini kesmesiyle mümkün gibi.
Levin Öztunalı: Yaş: 19
Ligde Leverkusen'de 6, W.Bremen'de 16 olmak üzere toplam 22 maçta sahada yer alırken Bremen'de 1 gol attı.

Sezona Leverkusen'de başlayan Levin daha sonra Bundesliga takımlarından W.Bremen'e kiralandı ve Bremen'de genelde yedeklerde yer alırken zaman zaman sonradan oyuna girerek tecrübe kazandı sezonu tamamladı. Bu maçlarda Levin 1 de gol atmayı başardı.
Annesi Alman olan ve efsane Alman futbolcu Uwe Seeler'in torunu olan Levin'in babası ise Türk. Milli takım konusunda şimdiye kadar Almanya için oynayan Levin özellikle dedesi Uwe Seeler'in isteği dolayısıyla bundan sonrada çok büyük ihtimalle Almanya için devam edecek gibi gözüküyor.
Stuttgart;

Sercan Sararer: Yaş: 25
Ligde 7 maçta sahada yer aldı.

G.Fürth'le başarılı bir Bundesliga tecrübesi yaşayan Sercan sonrasında transfer olduğu Stuttgart macerası ise yaşadığı sakatlıklar sonrası hayal kırıklığı ile geçti. Bu yıl genelde Stuttgart'ın 3. ligde yer alan 2. takımında forma giyen Sercan, Stuttgart'ta ise sadece 7 maçta sahada yer alabildi. Bundesliga'da Stuttgart ile gösterdiği bu kötü performansı sonucu Sercan sezon sonunda yeniden alt lige dönerek Bundesliga 2 takımlarından Fortuna Düsseldorf ile 3 yıllık sözleşme imzaladı.
Milli takım konusunda ilk olarak Abdullah Avcı zamanında Türkiye'den davet alan Sercan sonrasında yaşadığı sakatlıklar ve form düşüklüğü sebebiyle davet alamadı.
Hamburg;

Tolgay Arslan: Yaş: 24
Beşiktaş'a transfer olmadan önce Hamburg'da ilk yarı 13 maçta sahada yer alırken 2 de gol attı.

Sezona Hamburg'da başlayan Tolgay devre arasında Trabzonspor ve Beşiktaş arasında geçen birazda olaylı bir transfer mücadelesi sonrası Beşiktaş'a transfer oldu ve sezonu Beşiktaş'ta başarılı bir şekilde tamamladı. Tolgay özellikle Uefa Avrupa liginde Liverpool'a attığı ve takımı Beşiktaş'ın Liverpool'u elemsine yardımcı olan golüyle dikkatleri üzerine çekti ve hafızalarda yer aldı.Milli takım konusunda önce Türkiye için oynayan ve zaman zaman davet edilen Tolgay daha sonrasında davet edildiği Türkiye U21 takımında Raşit Çetiner'le yaşadığı sorun nendeniyle Türkiye'yi bırakarak davet aldığı Alman U21 takımı için forma giyince Uefa kuralları gereği artık Türkiye için oynama hakkını kaybetti. İşin ilginç yanı kendisi bu kararı alırken bir daha Türkiye için oynayamayacağının farkında değildi.
Kerem Demirbay: Yaş: 21
Kaiserslautern'de 22 maçta sahada yer alırken 1 gol attı.

Sezona Hamburg'da başlayan Kerem Demirbay sezon başı Bundesliga 2 takımlarından Kaiserslautern'e kiralandı ve sezonu burada tamamladı.
Milli takım konusunda önceleri Türkiye için oynayan ve zaman zaman davet edilen Kerem daha sonra U21 milli takımı için Almanya'yı seçti ve Alman U21 Milli Takımı'ndan davet aldı. Buna karşın Kerem'in halen A milli takım için Türkiye'yi seçme hakkı devam ediyor.
Tolcay Ciğerci: Yaş: 20
Ligde 1 maçta sahada yer aldı.
Hertha Berlin'de oynayan Tolga Ciğerci'nin kardeşi olan Tolcay, Hamburg'un 2. takımında oynuyor. Tolcay bu yıl A takımda sadece 1 maçta sonradan oyuna girdi
Milli takım konusunda şimdiye kadar Türkiye için oynayan Tolcay Türkiye U18 Milli Takımı'na 2 kez davet edildi.
Paderborn;
 
Süleyman KoçYaş: 25 Ligde 29 olmak üzere toplam 30 maçta sahada yer alırken ligde 1, kupada 1 gol attı.
Başından geçen talihsiz bir olay ve hapishane de geçen 1 yıl sonrası futbola dönmeyi başaran Süleyman geçtiğimiz yıl transfer olduğu Paderborn'le önce Bundesliga'ya yükselme sevinci yaşadı ve Bundesliga'da da takımı küme düşse de oldukça başarılı bir sezon geçirerek güçlü fiziğiyle kendini kanıtlamayı başardı.
Milli takım konusunda Süleyman şimdiye kadar her hangi bir milli takımdan davet almadı.
Mahir Sağlık: Yaş: 32
Ligde 11 olmak üzere toplam 12 maçta sahada yer alırken ligde 1 gol attı.

Geçtiğimiz yıl attığı gollerle Paderborn'un Bundesliga'ya çıkmasında önemli pay sahiplerinden biri olan Mahir bu yıl ise yaşadığı sakatlıklar sonrası Bundesliga'da takımı için yeterince faydalı olamadı ve hem kendisi hem de lige veda eden takımı hayal kırıklığı yaşadı.
Milli takım konusunda Mahir U17'den U20'ye kadar Türkiye için oynadıktan sonra A milli takım için davet alamadı.
Schalke 04;

Kaan Ayhan: Yaş: 20
Ligde 15, Avrupa'da 4 olmak üzere toplam 19 maçta sahada yer aldı. 

Schalke'nin gençlere ve alt yapıya önem veren yapısı sayesinde bu yıl A takımda kendine yer bulan Kaan, sezona iyi başlamasına hatta Avrupa maçlarında da kadroda yer almasına rağmen Di Matteo'nun gelişiyle ve sakatlıklarında etkisiyle son dönemde pek forma giyemedi. Genel performansa bakarsak tecrübe açısından Kaan için oldukça iyi bir yıl geçti.
Milli takım konusunda şimdiye kadar Almanya için oynayan Kaan daha sonra Türkiye'yi seçtiğini belirterek önce Türkiye Ümit Milli ve son olarak da A Milli Takımı'mızdan davet aldı.
Mainz 05;

Yunus Mall
ı: Yaş: 23
Ligde 31 olmak üzere toplam 34 maçta sahada yer alırken ligde 6 gol attı.

M.Gladbach alt yapısından transfer olduğu Mainz'da kendini kanıtlamayı başaran ve A takımın önemli oyuncularından biri haline gelen Yunus, ligde 6 da gol atarak çok başarılı bir sezonu geride bıraktı. Yunus'un ismi Türk takımları da dahil birçok takımla anılıyor.
Milli takım konusunda şimdiye kadar Almanya için oynayan Yunus en son Alman U21 Milli Takımı'na çağrıldı, henüz A milli takım konusunda kararını vermeyen Yunus'un Türkiye'yi seçme ihtimalide var.
Hertha Berlin;

Tolga Ciğerci: Yaş: 23
Ligde 2 maçta sahada yer aldı.
Başarılı geçen M.Gladbach sezonu sonrası transfer olduğu Hertha'da sakatlıklarla ve şansızlıklarla dolu bir sezonu geride bırakan Tolga, ligde sadece 2 maçta sahada yer alabildi.
Milli takım konusunda şimdiye kadar Almanya için oynayan Tolga A milli takım için Türkiye yi seçtiğini belirttikten sonra tam davet alacakken sakatlanınca henüz A milli olma şansına erişemedi.
Bayern Münih;

Sinan Kurt: Yaş: 18
Ligde 1 maçta sahada yer aldı.

M.Gladbach alt yapısından sezon başı Bayern'e transfer olan Sinan gelecekte çok şey beklenen isimlerden birisi. Sinan genç yaşına rağmen Bayern'de bu sezon 1 maçta 45 dk oynayarak tecrübe kazandı.
Annesi Alman babası Türk olan Sinan milli takım konusunda şimdiye kadar Almanya için oynadı ve çok büyük ihtimalle Almanya için oynamaya devam edecek gibi gözüküyor.


“El Turco” Deportivo’nun La Liga Hikayesi



La Liga, kimilerine göre Avrupa’nın en büyük ligi fakat bu büyüklüğe rağmen Barcelona ve Real Madrid hegemonyasından dolayı bugüne kadar sadece 9 takım şampiyon olabilmiş. Bu 9 şampiyondan biri de yakın bir zamanda 1999–2000 sezonunda efsane koçu İrureta yönetiminde ve yine efsane golcüsü Roy Makaay önderliğinde şampiyon olmayı başaran La Coruna kentinin takımı Deportivo.

Aynı Deportivo 2004 yılında bu kez Şampiyonlar Ligi’nde yarı finale kadar çıkmayı başarırken çeyrek finalde o zamanların ünlü İtalyan devi Milan’ı 4-1 mağlup olduğu maçın rövanşında kendi evinde 4-0 yenmeyi başararak turu geçmeyi ve tüm dikkatleri üzerinde toplamayı başarmıştı.

Asansör Takım 
Bu tarihi şampiyonluk ve başarılardan sonra Deportivo’da işler pek de beklenildiği gibi gitmedi. La Liga’da her geçen sene gösterilen kötü performanslar ve mali yapınında kötüye gitmesi sonucu git gide alt sıralara kadar gerilediler ve en sonunda La liga’dan düştüler. Tabi La liga’da tutunamamalarına karşın bir alt lig olan Liga Adalante’nin üstünde bir camia olmalarından dolayı ligden düştükleri senenin ertesi yılında çokta zorlanmadan tekrar La liga’ya yükselmeyi başardılar. La liga’ya yükselmeyi başarsalarda yine bir türlü şansları tutmadı. Tekrar tekrar düşüp yükselerek adeta bir asansör takım haline geldiler.
Bu asansör takım hüviyetleri bu sene de devam etmek üzereyken imdatlarına ligde daha önceden şampiyonluğunu ilan eden ve son maç için herhangi bir iddiası kalmayan Barcelona yetişti. Deplasmanda 2-0 geriye düşmelerine karşın Barcelona’nın da oyundan düşmesi ile üst üste 2 gol bulup skoru 2-2 ye getirmeyi başardılar. 3’lü averaj sonucu bu kez La liga’ya kıl payı da olsa tutundular. Bu başarıyı sağlarken takımın başında ise son haftalarda zor bir dönemde göreve getirilen, 1999–2006 yılları arasında Deportivo’da oynamış eski oyuncuları Victor Sanchez vardı.
2000’lerin şampiyon takımı Deportivo’nun neden asansör bir takım haline geldiğini irdelersek bunun cevabı tabi ki bozulan mali yapısı ile paralel olarak alınan başarısız sonuçlar ve kaybedilen gelirler. Örneğin zamanında Rivaldo, Makaay, Luque, F.Conceicao gibi oyuncuları 20 milyon euro ve üstü bedellere büyük takımlara satabilirken, son yıllarda en son Filipe Luis’i 11 milyon euro bedelle Atletico’ya satmayı başardılar. Bunun sonrasında bu bedellere oyuncu satamadıkları için transfer gelirleri kesildi. Tekrar La Liga’ya yükseldikleri bu yıl ise sadece bonservissiz oyuncular transfer edebildiler.
Örneğin bu yıl transfer ettikleri oyunculardan biri de ülkemizde Gaziantepspor’da çokta parlak olmayan vasat bir performans gösteren Medunjanin. Benfica’dan kiraladıkları Beşiktaş’ta da oynadığı futbolla beğenilmeyen Brezilya’lı defans Sidnei ve artık futbolunun son baharına gelmiş, gittiği hiç bir takımda ve milli takımda bekleneni veremeyen Portekizli Postiga.

El Turco Hikayesi
Deportivo’ya ‘El Turco’ denmesi ve tribünlerinde sürekli Türk bayraklarının gezmesi olayına ilişkin hikayeye gelirsek; kulübe bu ‘El Turco’ yakıştırmasını yapan ezeli rakipleri komşu kentin takımı Celta Vigo’lular ve onlarda bunu benimsemişler.

Tabi bunun sebebine gelirsek;
 Deportivo’nun bulunduğu Galicia bölgesinde daha evvel Türk’lerin yaşadığı rivayet edilmiş. Çok uzun yıllardır Deportivo ile Celta taraftarları arasında önemli bir rekabet süre gelmiştir. Yaklaşık 20 yıl önce Celta taraftarı Deportivo taraftarına ‘Türk’, Deportivo’lular ise Celta taraftarına ‘Portekizli’ yakıştırmasını yapmışlar. Bu sıfatlar verilirken amaç aşağılamak olsa da bu sıfatları taraftarlar çok sevmiş ve benimsemişler.
Çok sayıda Portekizli’nin yaşadığı Vigo kentinin Celta taraftarı Portekizli ünvanına tam anlamıyla kalben bağlı. Hatta kentte çok sayıda Portekiz taraftar derneği var. Buna karşın La Coruna’da ise Türk bayraklarının göndere çekildiği dernekler var. Deportivo’nun oynadığı her maçta tribünlerde çok sayıda Türk bayrağı yer alıyor. La Coruna taraftarının nasıl Türk olduğuyla ilgili de şöyle bir öykü var;
Osmanlı’nın büyük denizcisi Barbaros Hayrettin Paşa Akdeniz’e hükmettiği sıralarda İspanya sahillerine kadar ulaşmış. Galicia bölgesinin yiğitlikle ünlü gençleri de Barbaros’a büyük destek vermişler. Bu iş birliği komşu kent Vigo’da çok tepkiyle karşılaşmış ve La Coruna’lılara ‘Türkler’ demeye başlamışlar. La Coruna’lılar da Portekizli’lerle yakınlık içinde olan Vigo’lulara ‘Portekizli’ demişler.
Deportivo’nun her maçında birçok Türk bayrağı asılırken, Şampiyonlar Ligi’nde oynanan Panathinaikos maçında 20 metrelik bir Türk Bayrağı ve yanında yüzlerce Türk bayrağı Deportivo tribünlerinde yer almış ve Yunan takımının oyuncuları sahaya çıktıklarında bu durum karşısında adeta şok olmuşlardı. Özellikle Celta ile oynanan maçlarda Türk vurgusunu daha fazla yapan Deportivo taraftarı, Celta deplasmanına her gittiğinde  ‘Türkler Dışarı’ sloganlarıyla karşılaşıyorlar. Kendilerine Türk demeyi bir onur olarak gören bu insanların sayısı La Coruna kentinde hiç de azımsanmayacak ölçüde.

Popüler Yayınlar

Canli Sonuçlar


=> LÜTFEN kaydırma çubuklarını hareket ettiriniz <=