2010 Dünya Kupası: FİLDİŞİ SAHİLLERİ ve Drogba şoku

Bundan Önceki Turnuvaları:

Dünya Kupası'na ilk defa 2006'da son maçta Kamerun un yenilmesiyle katılma hakkı elde eden Fildişi Sahilleri, Arjantin, Hollanda ve Sırbistan'ın yer aldığı "Ölüm Grubu"na düştü. İyi bir ekip olmalarına rağmen tecrübesizliklerinin kurbanı oldular ve gruptan çıkamadılar.

Aradan geçen dört yıl, Fildişi Sahilleri'ne olan güveni arttırdı. Filler lakaplı takım, avrupa nın önemli kulüplerinde oynayan çok sayıdaki yıldızı dolayısıyla Afrika futbolunun en güçlü ekiplerinden biri olarak gösteriliyor.

Bu turnuvada kendilerinden çok şey bekleyenler ise turnuva öncesi 2 büyük hayal kırıklığı
yaşadı; ilk olarak tıpkı 2006 daki gibi yine şansız bir şekilde Portekiz ve Brezilya nın yer aldığı ölüm grubu diyebileceğimiz bir gruba düşmeleri. ve en önemlisi ise takımın yıldız Drogba nın Japonya ile yapılan hazırlık maçında sakatlanması tam bir şok etkisi yaptı ve bu ölüm grubundan çıkma hayallerinide iyice zorlaştırdı.


Buraya Nasıl Geldiler:

4 yıl önce son maçta Kamerun un yenilmesiyle gelebildikleri Dünya Kupasına bu kez kendileri için kolay sayılabilecek bir gruptan rahat bir şekilde geldiler. Gine, Burkina Faso ve Malavi'nin yer aldığı grup, filler için oldukça kolaydı. Son Afrika kupasının sürpriz ekibi olan Malavi karşısında alınan 5-0'lık galibiyet iyi bir başlangıç oldu. Kalan maçlarda da rakiplerini zorlanmadan geçen Fildişi Sahilleri, Dünya Kupası biletini kolay aldı.



Takımın Güçlü Yanları:

Didier Drogba, Salomon Kalou, Gervinho, Aruna Dindane, Kolo Toure, Yaya Toure, Romaric ve diğerleri... Hepsi Avrupa'nın önde gelen takımlarında oynayan bu oyuncular, milli takımda yer bulabilmek için kıyasıya bir savaş veriyorlar. Yıldız oyuncu olarak afrika nın hatta belkide dünya nın önde gelen ülkerinden Fildişi.



Takımın Zayıf Yanları:

Didier Drogba sakatlanmasıyla soru işareti olan yer forvet hattı oldu. Alternatif olan Gervinho ve Doumbia nın tecrübesiz oluşu soru işareti. Dindane ise Drogba ayrında bir oyuncu değil. Tek güvenilen isim tam bir forvet olmasada S. Kalou gözüküyor. Ayrıca bir diğer sorun gözüken takımın içinde yer alan yüksek egolar da büyük sorun teşkil ediyor buda en ufak başarısızlıkta bölünmelere yol açıyor. Son olarak hemen her mevkide avrupa nın önemli takımlarında oynayan oyuncuları bulunan Filler in kalesinde ise böyle bir ismin olmayışıda yine soru işareti.



Teknik Direktör:

İngiltere ile iki Dünya Kupası macerası yaşayan İsveçli Sven Goran Eriksson Dünya Kupası elemelerinin bir bölümünde Meksika'yı çalıştırdı. Bir süre Hiddink için nabız yoklayan ancak başarılı olamayan Fildişi nde turnuvadan kısa bir süre önce takımın başına gelen Eriksson için en önemli sorun takımı tanıması için yeterince zamanı bulamaması. Son olarak Drogba nında sakatlanması İsveç linin tüm planlarını alt üst etti. Herhalde formsuzda olsalar son dünya kupası kadrosunda bulunan Bakari ve Arouna Kone hatta B.Sanogo gibi isimleri çağırmadığına pişman olacak gibi.



Yıldız Oyuncuları:





Didier Drogba (Chelsea)

Sakatlanması takımı için büyük kayıp.Büyük ihtimalle dünya kupasında takımını yanlız bırakacak. Halbuki o Dünya futbolunun en büyük isimlerinden ve Afrika'da da çok popüler. 2004 yılında ülkesinde çıkan iç savaşı bir barış elçisi olarak bastıran Drogba'ya duyulan sevgi ve saygı sonsuz. Bitiriciliği ve güçlü oyunu diğer santraforlardan ayrılmasını sağlıyor. Gerçekten büyük kayıp. Bu arada kupada olmayacakların çoğunluğunun İngiltere Şampiyonu Chelsea den olmasıda ilginç (Drogba, Essien, Obi Mikel, Ballack). Acaba bu bir tesadüf mü?


Kolo Toure (Manchester City)

Takımının sahadaki teknik direktörü gibi adeta. Herkesi koruyan,toparlayan ve ASEC akademisinde birlikte yetiştiği arkadaşlarıyla uyumu tartışılmaz bir oyuncu. Gençlik yıllarından beri bu büyük randevuyu bekleyen Toure, forvet hattı kadar alternatifin olmadığı defans hattı için kilit öneme sahip bir futbolcu.


Gervinho (Lille)

Kadronun genç yeteneği. Drogba nın yokluğunda ondan çok şey bekleniyor. 2000 lerin başından itibaren çok iyi yetenekler çıkaran ülkesinin, duraklama dönemine girdiği son zamanlarda ise çıkarabildiği tek yetenek diyebiliriz. Oynadığı teknik oyun nedeniyle bir Brezilya lı gibi çağrılan Gervinho nun isminide bu özelliklerinden dolayı kendisini yetiştiren bir hocası vermiş. Yani asıl ismi bu değil. Hatta onun bu takma isminden dolayı ismini ilk kez duyan birçok insan brezilya lı zannedebiliyor, ayrıca kendisini Afrikalı Messi olarak lanse edenlerde var.
Gervinho hakkında tek soru işareti ise çok iyi ve hızlı bir başlangıç yaptığı 2009-2010 sezonunun ikinci yarısında ise yaşadığı sakatlıklarında etkisiyle düşüşe geçerek sezonu pekde iyi kapatmaması yani afrika ya pekde fit bir şekilde gelmiyor oluşu.


Yaya Toure (Barcelona)

Takımının orta sahadaki beyni gibi. Barcelona lı yıldızın eksik yönleri ise; defansif yönüne göre ofansif yönünün biraz zayıf kalışı. Bununda en önemli sebebi ofans için biraz yavaş kalışı.


Salomon Kalou (Chelsea)

Drogba nın yokluğunda hücumdaki en önemli silah olarak gözüküyor. Kanatlardada oynayabilecek çok yönlü bir futbolcu oluşu ise artısı. Bu turnavada önemli işlere imza atabilir.


Didier Zokora (Sevilla)

Takımın orta sahadaki en önemli oyuncularının başında geliyor. Bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ile adeta takımın dinamosu. İngiltere den sonra İspanya dada çok başarılı olan Zokora takımı için kilit öneme sahip. Drogba nın yokluğunda Toure ile birlikte takıma bir nevi abilik yapacaklar.


Seydou Doumbia (CSKA Moskova)

Son 2 yıldır İsviçre de Young Boys da gösterdiği performansla dikkat çeken Doumbia geçtiğimiz yılın İsviçre ligi gol kralı oldu ve bu performansıyla Rusya nı Cska Moskova takımına transfer oldu. Gervinho ile birlikte Filler in son yıllarda çıkardığı az sayıdaki kaliteli oyuncudan biri olan Doumbia, Drogba nın yokluğunda şans bulursa turnuva nın isim yapan oyuncularından biri olabilir. Tek eksiği ise uluslararası deneyiminin az oluşu.


A.Kader Keita (G.Saray)

Galatasaray dada beklenen performansı veremeyen Keita Lyon macerasından sonra kariyerinde düşüşe geçmiş gibi. Erikson un da ilk tercihlerinden olmayan Keita genelde yedek olarak başlayıp sonradan oyuna giriyor.





En Büyük Başarıları:

1992'de Afrika Uluslar Kupası'nı kazanarak uluslarası alandaki tek başarılarını yakaladılar. Daha sonra ise afrika standartlarının üstünde olan kadrolarına rağmen herhangi bir turnuvada zafere ulaşamayan Filler, bu kez şeytanın bacağını kırmak istiyorlar.



Ülke Hakkında:

Eski bir fransız sömürgesi olan Fildişi Sahilleri, muz ve kahve cenneti ve Afrika daki diğer fransız sömürgelerine göre oldukça iyi durumda olan bir ülke. Batı Afrika'daki en büyük liman olan Abidjan, dünya ekonomisine katkıda bulunan yerlerden. Nüfusunun hemen hemen yarısı müslüman yarısı ise hristiyan.Ülkenin ana dili fransızca.



Hedefleri:

Kağıt üzerinde kaliteli bir kadroları var ancak en önemli yıldızları olan Drogba nında sakatlanmasıyla Brezilya ve Portekiz karşısında neler yapabilecekleri soru işareti. Bakalım çok zor gözüksede kendi kıtaları olan Afrika da tüm sorunlarına rağmen kupayı kaldıran ilk Afrika takımı olabilecekler mi?